* İnce siyah yazılar ve çizgiler tek renkten oluşmalı ve renkli zemin üzerindeyse overprint fonksiyonu aktif hale getirilmelidir.
* Kesim paylarına dikkat edilmelidir.
* Baskıya gönderilen dosyaların formatı pdf veya tiff olmalıdır.
* Yazılar convertlenmelidir.
* Çalışmalarda ekranda görülen renklerin baskıda doğrulukla çıkabilmesi için ; çalışmalar renk kalibrasyonu yapılmış bilgisayarlarda hazırlanmalıdır.
Matbaanın ilk kez kullanılması Uzakdoğu’da başlamıştır. İlk matbaa, ağaç oyma tekniği kullanarak, M.S. 593’te Çin’de kurulmuş, ilk basılı gazete de M.S. 700’de Pekin’de çıkmıştır. 8. yüzyılda Japonya’da baskı yapıldığı, İmparatoriçe Shotoko’nun Budizm’in kutsal metinlerini Sanskrit dilinde Çin alfabesiyle bastırdığı bilinmektedir. Bilinen en eski eksiksiz basma kitap olan Tianemmen ruloları Çin’de 868’de basılmıştır. İlk kez tek tek harfler dökerek baskı yapmayı da 1040 yıllarında Pi Sheng adında bir Çinlinin porselenden harfler kullanarak denediği söylenmişti.
Batıya doğru yayılma
Tun-Huang mağarasındaki buluntular, matbaayı Çinlilerden alan Uygurların 9. yüzyıldan itibaren baskı yaptığını göstermektedir. Öte yandan, Çin’den mi geldiği yoksa bağımsız mı geliştirildiği bilinmese de, Mısır’da 4. yüzyıldan itibaren kumaş üzerine ağaç oyma kalıplarla baskı yapılmaktaydı. Aynı teknikle Arapça metinlerin basılması 9. ve 10 yüzyıllarda gene Mısır’da başlamıştır.
Avrupa ve modern matbaacılığın doğuşu
Avrupa’da ağaç oyma kumaş baskısını İslam dünyasından alarak başlamıştır. Özellikle 15. yüzyılda Avrupa’da matbaacılığın üssü olan Hollanda’da basım tekniği çok gelişmiştir. O dönemde hattatlarca yazılan ve hakkaklarca kazılan tahta kalıpların yanı sıra Harlem kentinde ilk kez tek tek harflerle baskı denemelerini 1430 yılında Lourens Janszoon Coster’in yaptığı sanılmaktadır.
Nihayet 1450’de Johannes Gutenberg, ortağı Fust ile birlikte Almanya’nın Mainz şehrinde metal harflerle basım tekniğini bulmuş ve matbaa uygulamıştır. Gutenberg’in üretimi, özellikle de 1455’de bastığı İncil, yüksek kalitesi ve ucuz fiyatıyla kısa sürede başarılı olmuş, yeni buluş Avrupa’dan başlayarak tüm dünyada yaygınlaşmıştır. Daha sonra tipo baskı olarak adlandırdığımız bu matbaa tekniği sanayi devrimiyle doğan modern baskı makinalarının ve matbaacılık endüstrisinin temeli olmuş ve 20. yüzyıl sonlarına kadar gelmiştir.
Osmanlı Döneminde matbaacılığın doğuşu
Osmanlı İmparatorluğunun ilk matbaası daha 1493 yılında, İbrahim Müteferrika’dan 234 yıl önce, İspanyol göçmeni David ve Samuel İbn Nahmias Kardeşler tarafından kuruldu. İlk kitap, Yakup ben Asher’in Arba’ah Turim eseri 13 Aralık 1493’te basıldı. İtalik hurufatı, sayfa düzeni, folyo işaretleme tekniği, metin başının büyük harfle belirtilmesi gibi yenilikleri matbaa sanatına kazandıranlar da 1530’da İtalya yolu ile İstanbul’a gelip yerleşen Sonsino ailesidir.
• Ofset baskı
• Tipo baskı ya da yüksek baskı (günümüzde işlevini yitirmiştir)
• Tifdruk ve flekso baskı (ambalaj özellikle fotopolimer yüzeylerin baskısı)
• Serigrafi baskı (kâğıt, seramik, tekstil vb. yüzeyler)
• Anagram baskı
• Hologram
• Tampon
Ofset ismi dilimize ingilizce de “OFF-SET” kelimesinden geçmiştir. Sırasıyla Mürekkebin endirek yolla kauçuk vasıtasıyla kağıda geçmesi demektir. Her türlü belli gramaja kadar kağıt nevi materyal üzerine baskı sonucu alması mümkündür.
Ofset Baskı Makinasının Kesiti
Ofset sistemi aslında taş baskı sistemine benzer, ancak kalıp üzerindeki yükseklik farklarından yararlanmaz. Kalıp yüzeyi düzdür. (Yüzey üzerinde çok küçük bir emülsiyon tabakası kalınlığı farkı vardır ancak bu kalınlık görüntü oluşturmada etkin değildir) Kalıp yüzeyinde emilsiyon olan yani basılacak alanlar ve emilsüyon olamayan basılmayacak alanlar vardır. İş olan yani basılacak alanlar emilsüyon tabakasıyla kaplıdır. İş olmayan alanlarda ise emilsüyon tabakası yoktur. İş olan yerler mürekkebi, iş olmayan yerler ise gren çukuru denilen mikrometrik gözenekler ile suyu tutar. Burada su ve mürekkebin birbirine karışmaması prensibinden faydalanılır. Böylelikle iş olan yerlerde bulunan mürekkep baskıyı gerçekleştirir. Diğer boş alanlarda gren çukurları su ile dolu olduğu için mürekkebi iter ve o bölgeler baskı uygulayamaz.
Kalıp hazırlama
Günümüzde artık kalıp aşamasında ara eleman olan film ve aydınger kalkmış ve dolaysız olan bilgisayardan kalıba pozlandırma Computer to Plate (CTP) tekniği kullanılmaktadır.
Ofset baskı için kalıp hazırlamanın temel mantığı, baskı yapılacak alanların görüntüsünün kalıp üzerine aktarılmasıdır. Filim kullanılan sistemlerde: Bu işlem için kullanılan filmde basılacak alanlar ışığı geçirmeyecek şekildedir. Baskı sırasında mürekkep tutmayacak alanlar ise şeffaftır ve pozlama ile ışığa maruz kalırlar. Alüminyum kalıpta ışıktan etkilenen alanlar çürüyerek banyo sırasında atılırlar. Bu alanlarda suyu tutan gözenekler (gren çukurları) açılır.
Ofset Baskı sisteminde suyun boş alanlarda tutunmasının nedeni; bu bölgelerin üzerinde suyu tutan mikro gözeneklerin olmasıdır. Mürekkebin tutunduğu alanlar ise son derece düzdür ve bu yüzeyde su tutunamaz.
Ofset baskı sisteminde üç silindir vardır. Bunlar kalıp silindiri, Blanket silindiri ve Baskı silindiridir. Kalıp kazanın üzerinde kalıp bulunur. Kalıp döndükçe mürekkep ve nemlendirme merdaneleriyle temas eder. Kalıp üzerinde görüntü düzdür. Blanket merdanesi üzerinde esnek kauçuk bulunur. Baskı, kalıbın baskı materyaline değil kauçuğun baskı materyaline temasıyla sağlanır. Kauçuk üzerinde görüntü terstir. Baskı materyali blanket ve baskı kazanları arasından geçer ve baskı gerçekleşir.
Günümüzde kullanımı önemli oranda bırakılmıştır. Ender olarak, kartvizit, fatura ve özel koleksiyon yayınların basımında kullanılır. Tipo baskı makinaları daha çok matbaacılığa; kesim, gofre, numaratör baskı, piliyaj-perforaj başka alanlarda hizmet eder.
Dünyada en yaygın baskı sistemi olan Ofset baskı sisteminin aksine, Tifdruk baskıda kabartma klişe yerine oyma klişe kullanılmaktadır. Mürekkep klişe üzerinde farklı derinliklerde oyulmuş deliklere doldurulduktan sonra baskı ortamına aktarılmaktadır. Yine ofset baskının aksine kıvamlı mürekkepler yerine akışkanlığı yüksek çabuk buharlaşan sıvı mürekkepler kullanılır.
Genelde bakır veya çinko silindirik klişeler üzerine açılan oyuklar hem çok küçük hem de farklı derinlikte oldukları için ofset baskıya oranla çok daha titiz ve temiz bir çalışma gerektirir. Çok özel kâğıtlar gerektirdiği için de daha masraflı bir tekniktir. Geçmişte kaliteli dergilerin, kumaş ve duvar kâğıtlarının basımında kullanılmıştı. Günümüzde posta pulları, bazı banknotlar ve hisse senetlerinin basımında kullanılmaktadır.
Tifdruk baskı sisteminin en önemli özelliği net, yumuşak ve her kopyası birbirinin tam benzeri baskılar vermesidir. Ayrıca kalitesini bozmadan yüksek tirajlı baskı yapabilmesi nedeniyle yoğun baskılarda tercih edilmektedir.
Klişe üzerinde oyuklar oluşturuluyor. Bu resimde kabaca gösterilen oyuklar mikroskobik boyutlarda olabilirler.
Klişe mürekkeple kaplanır.
Fazla mürekkep klişe üzerinden sıyrılır, sadece oyukların içinde mürekkep kalır.
Kağıt klişe üzerine konarak ağır bir silindirle preslenir.
Kağıt kaldırıldığında oyuklardaki mürekkep kağıda aktarılmış olur.
Serigrafi baskı her türlü malzeme ve yüzeye uygulanabilir. Yuvarlak baskılar yapılabilir. Aynı zamanda matbaanın baskı yapamadığı metal, seramik, kumaş ve cam gibi malzemelere baskı serigrafi ile yapılır. Elektroniğin bel kemiğidir. Serigrafi sayesinde devre kartları daha net ve temiz olarak yapılmaktadır. Son yıllarda serigrafi endüstrinin olmazsa olmazları arasına girmiştir.
Baskı öncesi
Öncelikle basılacak işin tasarımı yapılır. Bu aşamada yazıların ve fotoğrafların bilgisayara aktarılması gerekir. Bilgisayara aktarılan görsel öğeler mizanpaj yazılımında bir araya getirilerek baskıya uygun tasarım oluşturulur. Bilgisayar yardımıyla yapılan bu işleme masa üstü yayıncılık da denir. Sonrasında, yapılan çalışmanın film çıkışları alınır. Film, baskı için kullanılan kalıbı oluşturmak için kullanılır. Filmden sonra da prova alınabilir. Filmden alınan provaya anolog prova (Dupont firmasının Cromalin sisteminden dolayı sektörde “cromalin” adı ile bilinir) denmektedir. Analog provanın dışında baskıyı taklit eden yazıcılarla dijital prova da alınabilir.
Baskı
Film çıkışları alındıktan sonra alüminyum plakalar (kalıp) üzerine tasarımın görüntüsü çıkarılır. Kalıp çekme denilen bu işlem iki aşamada gerçekleşir: film kullanarak kontakt baskı yani pozlandırma ve banyo. Günümüzde tasarımlar bilgisayardan direk kalıba alınabilmekte, CTP adıyla anılan bu sistem ile film ve montaj işlemlerini ortadan kalkmaktadır. Kalıp çekildikten sonra baskıya geçilir.
Baskı sonrası
Baskı sonrasında selefon, lak gibi malzemelerle yüzey kaplama (laminasyon) uygulanabilir. Mücellithane makinaları kullanılarak da çok sayfalı ürünlerde katlama, harmanlama, iplik dikiş, tel dikiş gibi işlemler, kitap ve dergiler için kapak takarak ciltleme gibi, ambalajlar için kalıplı kesim gibi gibi işlemler uygulanabilir.
Matbaacılıkta baskı sonrası diye de adlandırılır.